Radyoda şarkımız çalıyor bak. 'Sen imkansız, sensizlik imkansız, aşk imkansız' Gözyaşların içine akıyor biliyorum. Yüreğin suskun. Bulutlar nasıl biriktirirse yağmurları seninde yüreğindeki bulutlar dolmakta boşalmaya her an hazır. Bilerek seçmedik mi bu yolu? Bu sevdanın yükü çok ağır kurşundan bile... Her yürek taşıyamaz. Artık yüreklerimize kurşun bile işlemez oldu...
Yüreğimde med-cezirler oluşuyor. Seni yaşamalıydım ya da içime hapsedip çekip gitmeliydim. Hangisi zor? Ne senden vazgeçebiliyorum ne de çekip gidebiliyorum. Sonunu görmek istediğim bir yol var önümde; aslında sonu başından belli olan... İlk defa bu kadar uzun ve bilmediğim bir yolculuğa çıktım. Artık gideceğim diyarın adını biliyorum. Ya hiç bilmeseydim, ya hiç tanımasaydım! Şu anda bu yolculukta tek başınayım. Oysa seninle elele, gözgöze, dizdize bu yabancı diyarı keşfetmeyi ne kadar isterdim...
Sana çok şeyler borçlu olduğumu biliyorum. Bu tarifi mümkün olmayan duyguyu bana tattırdığın için binlerce kez teşekkürler. Senin aşkını, sevdanı en güzel şekilde taşıyacağımdan emin olabilirsin. Çünkü ben seni çok sevdim, çıkarsız, beklentisiz sevdim. Seninle aynı sabaha uyanamayacağımı bile bile sevdim. Hiç bir zaman elin elime değmeyecek, teninin sıcaklığında ısınamayacağım; ben imkansızı sevdim.Ama sevdim işte...
__________________